Farkında olmayarak soluma, cilt teması ve beslenme ile çevreden aldığımız birçok toksin vardır. Bu toksinler, metabolik, hormonal veya gelişimsel süreçlerin bozulması yoluyla doğrudan veya dolaylı olarak hayatımızı etkiler. Üretilen yeni besin koruyucu maddelerinin yanı sıra maruz kaldığımız ağır metaller, endüstriyel plastik maddelerin yapıtaşları, insektisitler bunların en sık karşılaşılanlarıdır. Bu toksinlere maruziyetin azaltılması, vücudumuzun doğal detoks süreçlerinin yükünü hafifletebilir ve daha sağlıklı çalışmasını sağlayabilir.
Sağlığınızı etkileyebilecek en yaygın toksik kimyasallar:
Tarım ilaçları
Denetlemenin zor olduğu bu alanda çiftçilerin kar/zarar oranlarını yükseltmek için daha çok miktarda kullandığı tarım ilaçları maruziyeti her geçen gün arttırmaktadır. Ortalama tüketici, su temini ve geleneksel olarak yetiştirilen ürünler, süt ve etler gibi gıdalardaki pestisit kalıntılarına maruz kalmaktadır.
Atrazin
Obeziteye neden olan ve yaygın kullanılan bir pestisittir. Kansere neden olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Topraktan içme su kaynaklarına geçişi gerçekleşebilir. Kaçınılması gereken yöntemlerden bahsetmek gerekirse en azından içme suyunuz için su filtreleme sistemi kullanın. Organik ürünler, süt ve doğal beslenen hayvanların etler tüketin. Şirkeli su ile yıkamak tavsiye edilse de bu ilaçları besinlerin üzerine tespit edeceği için öncelikle karbonatlı su ile yıkamak, sonrasında parazitler için sirkeli su kullanmak daha uygun olacaktır.
Dezenfektanlar ve temizlik malzemeleri
Dezenfektanları sık kullanmaktan sakının. Çalışmalarda kanser ve metabolik bozukluklara neden olduğu gösterilmiştir. Düz sabun ve su kullanın. Kendiniz sirke, su ve özel bitkisel yağlar ile temizleyici maddeler yapabilirsiniz. Bitkisel maddeler kullanan daha çevreci ürünleri araştırın. Örnek göstermek gerekirse çay ağacı yağı, antibakteriyel özellikleri sayesinde birçok cilt rahatsızlığından tutun da sebze ve meyvelerin temizliğine kadar uzanan bambaşka alanlarda kullanılabiliyor.
BPA (Bisfenol-A)
Plastik su şişeleri, bebek şişeleri, içki kapları, saklama kapları, çocuk oyuncakları, konserve yiyecek / içecek vb. maddelerde bulunabilen BPA, temas ettiği herhangi dokuya kolayca geçebilir. Kaçınılmak için kullanabileceğimiz yollar vardır. Çoğunlukla cam şişelerden su için ve cam saklama kapları kullanın. Plastik kaplar da mikrodalga fırında veya yeniden ısıtılmamalıdır. BPA içermeyen kaplarda taze organik ürünler alın ve dondurun. Çocuklara alacağınız oyuncaklarda mutlaka CE onayını mutlaka arayın.
Fitalatlar
İnfertiliteye ve endometriyoza yol açan endokrin / hormonal sistemi bozabilen maddelerdir. Ayrıca erkeklerdeki sperm sayısını ve anormal genital gelişimi arttırır. Sosisli sandviç, pastırma ve sosis gibi sıkı plastik koruyucularla paketlenmiş yiyeceklerde bulunur. Ayrıca losyon, oda spreyi, temizlik / çamaşır yıkama ürünleri ve etiket üzerinde “parfüm” veya “parfüm” içeren mumlar gibi maddelerin yanı sıra bazı diş macunlarında da bulunur. Kaçınılması gereken yollar: BPA ile aynı kurallar burada geçerlidir. Hem BPA içermeyen hem de fitalat içermeyen plastikler arayın.
PFOA (Perfluorooctanoik asit)
Tiroid Hormonlarını etkiler ve metabolizmayı etkiler, aynı zamanda iştahı baskılayan Leptin’i de azaltır. Özellikle mikrodalgaya tabi patlamış mısırda, yapışmaz tencere / tavalar, ızgaralar, fırında pişirme eşyaları (teflon) ve yağ geçirmez kağıtlarda bulunur. Kaçınılması gereken yollar: Kesikli/çizgili teflon kaplamalı tencere ve tavalar kullanılmamalıdır. Dökme demir, emaye dökme demir, paslanmaz çelik, taş, cam pişirme kapları kullanın. Mikrodalga patlamış mısırından kaçının – patlamış mısır çekirdekler satın alın ve kendiniz tencerenizde pişirin.
Vücudumuzu korumak için ne yapmalıyız?
Detoks diyetleri, vücudunuzu zararlı kimyasal maddelerden ve toksinlerden arındırmanın bir yolu olarak çok popüler hale geldi. Öncelikle vücudumuzdaki dolaşımdaki toksinleri ve kimyasalları sınırlandırmaya çalışmak en etkili yöntemdir. Bu korumayı sağlayamıyorsak, vücudumuzu olabildiğince çevresel kimyasallardan arındırmak için sağlıklı yollar var.
- Çok fazla lif içeren besinleri tüketin. Bu gıdalar sindirim sistemimizdeki gıdaları daha hızlı taşımaya yardımcı olur ve yol boyunca zararlı toksini alır. Yediğiniz her şeyin organik olması gerekmez ancak pestisitler tarafından en çok kirlenen ürünleri yukarıda bahsettiğimiz gibi temizlediğinizden emin olun. Veya en çok tükettiğiniz meyve ve sebzelerin organik olanları tercih edebilirsiniz.
- Turpgiller ile lahana, brokoli, maydanoz, fesleğen gibi koyu yapraklı sebzeleri arttırın. Bunlar tüm toksinlerin parçalanmasına ve vücudun dışına çıkarmaya yardımcı olur.
- Kırmızı orman meyveleri olan nar, ahududu, gojiberry, kırmızı üzüm gibi meyveleri çok olmamakla birlikte günlük tüketmeye çalışın.
- Yeşil Çay tüketin. Yeşil çayın fenoller açısından zengindir ve vücudumuzdaki doğal detoksifikasyon sürecini önemli ölçüde iyileştirdiği ve geliştirdiği defalarca gösterilmüştir. Güncel Kaynaklar 1, 2, 3
- Çok basit ama SU! Su zararlı kimyasalların vücuttan uzaklaştırmak için en önemli besin maddesidir. Böbreklerimiz, en önemli detoks organlarından biridir ve onları temizlemek için yeterli suya ihtiyaç duyar. Ne kadar su içmemiz gerektiğini merak ediyorsanız “Sağlıklı yaşam için ne kadar su içmeliyiz?” yazımızı okuyunuz.
- Doktorunuza danışarak multivitamin preparatları kullanın veya bu vitaminlerden zengin olan besinleri tüketin. İyi bir vitamin dengesi karaciğerin detoksifikasyonuna yardımcı olacaktır. A, C, D, E, B vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, çinko, bakır, molbiden, bor, iyot, selenyum, kolin ve inositol açısından zengin olanları tercih edin.
- Bol terlemek! – Toksinler ter yoluyla vücuttan atılır, bu nedenle kalbinizi çok çalıştıracak (kardiyo) egzersizler faydalı olacaktır.
Elif Hanım benim için bir mucize. Senelerdir yaşadığım ve çözüm bulamadığım allerjilerden ilk seansdan itibaren gözle görülür bir şekilde kurtuldum. Ayrıca, artık sayesinde içten bir şekilde gülebiliyorum. Hayatımda unuttuğum o kadar güzel duygu varmış ki…iyi ki kendisini tanıdım. Çok şanslıyım:)