Obezite bir kalori alma-verme denklemi değil, uygun beslenme sorunudur.
Fazla kilolarınız olduğunu mu düşünüyorsunuz? Uygun beslenmiyorsanız ve besin yakma (metabolize etme) süreçleriniz doğru çalışmıyorsa, vücut besini harcamaz ve depolayabileceği “toksik” bir enerji formuna çevirir. Vücudumuzdaki mekanizmaların neredeyse tamamı beslenmemizle ilişki içerisindedir. Bu ilişki, besini ısırmamızdan başlayarak vücutta sindirilmesi, zararlı kısımlarının engellenmesi, vücutta taşınması, hücrelere sunulması, metabolize edilmesi, vücuttan uzaklaştırılması gibi birçok fizyolojik basamakta etkileşim içerisinde iken vücudumuzun yapı taşlarını da bu besinler oluşturur. Kısacası, sağlığımız için en önemli etken, yediklerimizdir.
Obezite terapisinde akupunktur noktalarının, hormon sistemi, detoksifikasyon ve otonom sinir sisteminin biofeedback programları aracılığıyla düzenlenmesi gerekmektedir. Fonksiyonel tıp uygulmalarının düzenlediği metabolizma süreçlerinin, uygun şekilde değiştirilmiş bir diyetle kombine edildiğinde, metabolizmayı iyileştirirken kalıcı kilo kaybı da elde edilebilir. Hastalarımız doğru çalışan enerjik metabolizmalarının sunduğu bu iyilik hali ile o kadar mutludur ki, eski alışkanlıklarına ve yaşam tarzlarına dönmek dahi istemezler.
Öncelikle vücudu kilo almaya yönlendiren problemler tespit edilir.
Hormonları düzenlemek yetmez mi?
Hayır. Kilo verme programı sadece bir hormon dengelenmesinden çok daha fazlasını gerektirir. Frekans değerleri ile sağlık analizinizi yaparak patojen bakteri varlığını, mantar kolonizasyonu, parazit yükünü ve kilo vermeyi zorlaştıracak toksik stresleri de test ediyoruz. Şeker arzunuz var mı? Eğer öyleyse sebebini biliyoruz ve sizi bundan da kurtarabileceğimizi de düşünüyoruz. Ayrıca olası besin intoleranslarınızı belirleyerek diyet tavsiyeleri de veriyoruz.
İntolerans kavramını incelemek için şu yazımıza da bakabilirsiniz.
Yiyeceklerdeki antijenlerin de, kan grubu antijenlerinde olduğu gibi 0, A ya da B antijenlerine benzer özellikleri vardır. Besinlerdeki bu antijen tanımının gösterilmesiyle birlikte, yediğimiz besinlerin vücudumuzda yapmış oldukları antijenik uyarımın da etkilerini incelemek mümkün olmuştur. Kan grubunuz hangi hastalıklara duyarlı olduğunuzun, hangi yiyecekleri tüketmeniz ve nasıl egzersiz yapmanız gerektiğinin de belirtecidir. Enerji seviyelerini, kalori yakma yeterliliğinizi, strese karşı verdiğiniz duygusal tepkiyi ve hatta kişiliğimizi etkileyen ana faktörlerden biridir. Bu antijenik uyarımın gösterilmesiyle, kan grubu ile beslenme düzeni arasında bilimsel bir bağ olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Yaptığınız sporun dahi vücut yapınızla direkt ilişkisi vardır.
Aynı besinler gibi besin takviyeleri de herkeste aynı etkiyi yapmaz. Her vitamin, mineral ve bitki preparatları, vücudunuzda farklı bir işlev görür. B kan grubu için mucizevi etkisi olan bir takviye, A kan grubuna zararlı bile olabilir. Kulaktan dolma bilgilerle besin takviyeleri almanız çok sakıncalıdır. Bunların çoğu, vücudunuzda ilaç etkisi yapar (A, D, E vitaminleri gibi).
Program özetle;
Uzman hekimimiz kontrolünde vücudun bio-feedback mekanizmalarıyla ölçülmüş frekans değerleri, besin intolerans testleri kullanılmasıyla elde edilen bulgular ve psikokinezyoloji uygulamaları ile kişiye özgü beslenmenin dengelenmesinde yardımcı olacak veriler elde edilecek ve özel beslenme programları hazırlanacaktır. Bio-feedback cihazı ile vücudun tepkileri dengelenecek ve Low Level Laser Therapy ile tüm metabolizma süreçleri sağlıklı hale yönlendirilecektir. Ayrıca, laboratuvar bulgularınız doğrultusunda diyetinize yardımcı olacak, ihtiyacınız olan vitamin, mineral ve bitkisel takviyeler de tavsiye edilecektir.
Obezite sorununuz var mı? Bu grafik sorunuza çözüm sunacaktır;